Kategori: Kediler

Kediler küçük, tüylü, etobur, evcilleştirilmiş ev hayvanlarıdır. Eski çağlardan beri insanlar kedilerin arkadaş canlısı olmalarından, haşaratları, evlerdeki zararlıları avlayabilme yeteneğinden faydalanmışlardır. Bundan dolayı da insanların en yakın hayvan dostlarından olmuşlardır.

Kediler anatomik olarak güçlü ve esnek bir bedene sahiptir. Hızlıdırlar ve çok hızlı reflekste bulunabilirler. Geri çekilebilen pençelere sahiptirler ve saldırı anında pençelerini yuvalarından rahatlıkla çıkarabilirler. Dişleri küçük avları öldürmeye uyarlanmış, son derece fonksiyoneldir.

Kedilerin kulakları insanlara göre çok daha alt frekanstaki sesleri duyabilecek niteliktedir. Üstelik işittiklerini harika biçimde ayrıştırabilirler. Metrelerce uzaktaki bir farenin nefes alıp verişini ya da bir böceğin adımlarını rahatlıkla duyabilirler. İnsanlar 20 khz’e, köpekler 40 khz’e kadar işitebilirken kedilerdeki üst sınır 60 khz’dir. Dolayısıyla yüksek sesleri de çok iyi duyup ayrıştırabilirler.

Gözleri tam karanlığa yakın ortamlarda dahi çok iyi görür. Renkli görme duyuları insanlar kadar gelişmemiş olsa da nesneleri, hareketleri çok daha iyi görebilirler. Doğumdan bir hafta sonra açılan kedilerin gözleri iki ay içinde gerçek rengine kavuşur. Göz kapağının içinde bulunan gözler saldırı anında yara almamasını sağlarken geniş ve büyüktürler. Bu da avlarını daha iyi gözlemleyebilmelerini sağlar. Burunları insanlara göre çok daha keskin koku alır.

Kedilerin ortalama ömrü 15 yıldır. Sağlıklı beslenme ile bu, 20 yılın üzerine de çıkabilmektedir. En dikkat çeken parçalarından birisi bıyıklarıdır. Diğer tüylerinden farklı bir yapıya sahip olan bıyıklar daha kalın ve daha derinlerdedir. Kök hücreleri sinir hücreleriyle ilintilidir. Bu yüzden bıyıkları tarafından algıladıklarını anında sinirlere, oradan da beyne iletirler. Uyarı mekanizmasını sağlıklı biçimde kullanırlar.

Kediler, su içerken dillerini kullanırlar. Üstelik bunu, inanılmaz bir hızda gerçekleştirirler. Ağızlarını suya değdirmeden dillerinin sokar çıkarırlar. Dillerinin üzerinde onlarca küçük odacık vardır ve dil, suya değdiği anda o odacıklara su depolar. Geri çekildiğinde de ağza dökülür. Aynı işlemi lapa yiyecekleri tüketirken de uygularlar.

Kedilerin Coğrafi Yayılışı

Bilimsel araştırmalar kedilerin Mısır’da tapılan hayvanlar olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu yüzden ilk olarak Mısır’da evcilleştirildikleri varsayılır. Fakat bazı araştırmalar evcilleştirmenin çok daha eski çağlara uzanabileceğini ortaya koyuyor. 2007 yılından yapılan genetik bir çalışmada evcil kedilerin MÖ 8000’lerde Orta Doğu’da Afrika yaban kedisi cinsinden türetildiğini ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla ilk nerede ortaya çıktığı konusunda çeşitli spekülasyonlar mevcuttur. Fakat en az 9.500 yıllık bir geçişleri olduğu ve o çağlarda dünya nüfusunun neredeyse tamamının Orta Doğu’da yaşadığı kabul edilirse ilk kedilerin de bu bölgede ortaya çıktığı rahatlıkla söylenebilir.

Kedilerin evcilleştirilmesi ziraatın başlamasıyla eş değerdir. Güney Kıbrıs’ta ve Çin’de yapılan çeşitli kazılarda insan iskeleti yanında kedi iskeletlerine de rastlanmıştır. Günümüzdekilerle hemen aynı boyutlardaki iskeletlerin tarım alanlarında ortaya çıkması, bu hayvanların en eski çağlardan itibaren tahılla beslenen kemirgenleri avlamak için kullanıldığını göstermektedir. Yine genetik olarak geçmişi eski çağlara dayanan iki kedi ırkı vardır. Bunlar Mısır Mau’su ile Habeş cinsidir.

Vahşi kedilerin ilk evcilleştirilmesi Mısırlılar tarafından olmuştur ve Afrika Kedisi (Felis Iybica)’dır. Bu kediler Fenikeliler sayesinde Akdeniz’in çeşitli bölgelerine götürülmüş ve oradan İtalya’ya taşınmıştır. İtalya’dan da bütün Avrupa’ya yayılmışlardır. Buralarda zaman zaman farklı kedi ırkları çiftleşerek yeni ırklar ortaya çıkmış ve deniz, kara ticaretinin, seyahatinin gelişmesiyle dünyanın hemen her noktasına kediler ulaşmıştır. İklim koşulların değişmesi, besinlerin değişmesi ve diğer etkenlerin değişmesi zamanla bugünkü kedi ırklarının dünyanın her yerinde ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ülkemizde de birçok farklı kedi türü yaşamını devam ettirmektedir.

Kedilerin Yaşam Alanı

kedilerin-ozellikleri Araştırmalara göre kedilerin dünyadaki en popüler evcil hayvanlar olduğunu ortaya koymuştur. Bu yüzden günümüzde insanoğlunun bulunduğu her coğrafyada kedi rahatlıkla bulunmaktadır. Kediler, sosyal varlıklardır. Her ne kadar tek başlarına avlansalar da gerek hayvanlarla gerekse insanlarla ilişki içinde olmaktan mutluluk duyarlar. Tarihi geçmişlerine baktığımızda en erken evcilleştirilen memelilerden olduğu rahatlıkla söylenebilir. Üstelik ilk günden bu güne en az değişimi geçirerek gelen canlılardan birisi kedilerdir. Bu hayvanların yaşam alanları konusunda farklı görüşler varsa da unutulmaması gereken kedilerin evcil hayvanlar olduğudur. Dolayısıyla bu hayvanların doğada yaşamalarının gerektiğini savunmak çok da mantıklı değildir. Her ne kadar kendilerini savunabilecek özelliklere sahip olsalar da bu hayvanlar, insana alışmıştır. Tanımlaması insanla birlikte yapılan canlılardır.

10.000 yıldır insanların en yakın dostlarından birisi olan kediler, insanın olduğu her yerde yaşayabilir. Dolayısıyla bugün insanların en sık bulunduğu yerlerin şehirler olduğu göz önüne alınırsa bu hayvanların yaşam alanları da şehirlerdir denebilir. Apartmanlarda rahatlıkla beslenebilir. Evinizin bir odasında ya da odanızın bir köşesinde kedi kumundan bir yer ayırabilirsiniz. Veya evinizin içinde ona serbest dolaşım imkânı tanır, bir köşeye tuvalet kabını, mama kabını, yatağını koyarak kolaylıkla ona alan hazırlayabilirsiniz. İhtiyaçları olan ilgi ve alakayı gösterdiğiniz sürece ve sağlıklı beslenmelerini sağladığınız sürece kolaylıkla sizin hayatınıza adapte olabilirler.

Kedilerin Beslenmesi

Kediler, etobur canlılardır. Doğal ortamda dışarıdan avladıkları hayvanlarla, haşerelerle beslenir, sokaklardaki çöpleri, yakaladıkları kuşları, fareleri, solucanları, sinekleri, böcekleri tüketirler. Derelerden, su yataklarından, su birikintilerinden sulanırlar. İlk evcilleştirilme ve beslenmeleri de zaten tahılları fareler ve diğer haşerelerden korumak amacıyla olmuştur. Fakat günümüzde evlerde beslenen kedilerin bu koşullarda karınlarını doyurmaları zordur.

Evlerde barındırılan kedilerin beslenmesi farklı guruplara göre olmalıdır. Yavru kedilerde, hamile kedilerde ve yetişkin kedilerde beslenme düzeni farklılık gösterebilir. Ayrıca bazı kediler şişmanlamaya meyillidir veya şişmandır. Bazıları hassastır. Kimileriyle zordur. Bunların her birinde farklı beslenme programları uygulanması gerekir.

Yavru kedilerin beslenmesi sütten kesilmeleriyle başlar. Bu andan itibaren yağ, protein ve enerji miktarı fazla hayvansal gıda mamaları verilmelidir sindirim sistemleri daha hassas olduğu için mama tercihinin buna göre yapılması gereklidir.

Hamile kedilerin normal zamanlar nazaran daha fazla beslenmeleri gerekir. Kalsiyuma, proteine, minerale ve vitamine bu süreçte çok daha fazla ihtiyaç duyarlar. Hazım sıkıntısı da yaşayabilirler. Bu nedenle hamile kedilere çiğ gıdaların verilmesi kesinlikle önerilmez. Bunun yerine balık, tavuk, beyaz peynir ve sebzelerin verilmesi önerilir. Benzer şekilde yavrularını emziren kedinin de yüksek miktarda kalsiyuma, minerale, vitamine ihtiyacı vardır. Hem kendisinin hem de yavrularının sağlığı için süt, yoğurt, peynir gibi gıdalara besinleri arasında yer verilmelidir. Kalsiyum, fosfor, D vitamini bu dönemde olmazsa olmazlar arasındadır.

Kedilerin Beslenme Detayları

Kedilerde kısırlaştırma sık başvurulan bir uygulamadır. Kısırlaştırma sorası kedilerde en sık rastlanan problem şişmanlamadır. Şişmanladıkça kedilerde deri hastalıkları, diyabet, böbrek yolu rahatsızlıkları fazlalaşır. Bu sebeple beslenmelerine dikkat etmek, yağ oranı düşük, kalori seviyesi az mamalar kullanmak gerekir. Diyet mama olarak satışı yapılan mamalar bu durumdan ihtiyacınızı rahatlıkla karşılayacaktır.

Bazı kediler son derece hassastır. Sindirim sisteminde çeşitli sorunlar vardır. Bu kedilerin beslenmesinde nişasta oranı düşük besinler verilmelidir. Bir de zor tabir ettiğimiz kediler vardır. Bu kediler kolay kolay mama yemeye yanaşmazlar. Bunlara iştah açıcı yiyecekler verilmeli, veteriner tavsiyesiyle bir besleme programı hazırlanmalıdır.

10 yaş ve üzerindeki kediler yaşlı kategorisine girer. İyi beslenirlerse 20 yıldan fazla yaşayabilirler. Bunun için 10 yaş üzerindeki kedilerin beslenmesine hassasiyet gösterilmelidir. Sindirim sistemleri yavaşlamaya başar. Koku ve tat kayıpları başlar. Çiğnemede zorluklar ortaya çıkar. Kimi zaman da böbrek yetmezliği baş gösterir. Bütün bu durumlarda veteriner hekim tarafından detaylı incelenmesi ve uygun mamaların verilmesi gerekir.

Bazı püf noktalara dikkat ederek kedilerinizi daha sağlıklı besleyebilirsiniz. Öncelikle kedilerin su ve süt ihtiyacının farklıdır. Su yerine süt verilmemelidir. 1.5 aylık olana kadar yavru kedilere sadece anne sütü verilmelidir. Aksi taktirde gelişim bozuklukları ve kusmalar olabilir. Beslenme olabildiğince zenginleştirilmeli, tek yönlü bir beslenmeden kaçınılmalıdır. Küçük kemikler kediler için ölümcül olabilir. Ağız tavanını delebilir. Bu yüzden küçük kemiklerin verilmesinden uzak durulmalıdır.

Kediye göre değişmekle birlikte bazı gıdalar alerjiye neden olabilir. Bazı gıdalarsa fazla tüketildiğinde alerjiye neden olur. Bunun tespiti veteriner kontrolünde yapılmalı, alerji yapacak besinlerden uzak durulmalıdır. Kedinin reaksiyonlarını takip etmek de alerjisi olan besinlerin tespitinde yol gösterici olur.

Kedilerin Üremesi

kedilerde-ureme Kediler, üreme oranı en yüksek canlılardan birisidir. Anne, baba, çocuk, kardeş gibi Aile kavramı olmadığı için kedi, doğurduğu erkekle bile rahatlıkla çiftleşebilir. Kontrolsüz üreme sonrasında tüm dünyada kediler sokaklarda yaşamak zorunda kalmakta, nüfus kontrol edilememektedir. Çeşitli üreme kontrolleri yapılmaya çalışılmakta, özellikle de kısırlaştırma yöntemine başvurulmaktadır.

Kediler yavrularını sütten kestikten sonra onlarla ilgilenmez. Bu da üremeyi hızlandırır. Bunun önüne geçmek için kısırlaştırma tercih edilir. Bazı hayvan severler buna karşı çıksa da kısırlaştırma, kedilerin sağlığı için pek çok avantajı beraberinde getiriyor. Aşk kavramı olmayıp sadece seksüel hormonların etkisiyle üremeye ihtiyaç duyarlar. Kısırlaştırma operasyonu anestezi altında gerçekleştirilir. Erkek kedinin testisleri, dişi kedinin de yumurtalıkları ve rahmi alınır. Kısa sürede gerçekleştirilebilen bu işlemlerin geri dönüşü yoktur. Bu yüzden hayvan sahiplerinin kesin karar vermiş olmaları gerekir.

Kedilerde kısırlaştırma süreleri cinsiyete göre değişir. Çünkü cinsel olgunluğa erişim zamanları farklıdır. Elbette cinsiyetle beraber mevsim, kilo, beslenme, tüy yapısı gibi faktörler de kedilerin cinsel olgunluğa ulaşma zamanlarını esnetir. Çoğu zaman 6 ayını tamamlamış, 2,5 kilonun üzerine çıkmış kediler kısırlaştırma için hazır hale gelmiş olurlar. Kedilerin cinsel olgunluğa eriştikleri hareketlerinden, miyavlamalarından, sahipleriyle alakalarından, yürüyüşlerinden de anlaşılır.

Erkek kedilerde ilk kızgınlık 8 ila 10. Aylarda görülmektedir. Kısırlaştırma içinse 15-18 ay arası idealdir. Bu sayede gerekli fiziki gelişimi ağlamış olurlar. Böbrek rahatsızlıklarına yakalanma ihtimali azalır. Operasyon kısa sürede tamamlanır ve herhangi bir dikiş dahi atılmadan sonlandırılabilir.

Kısırlaştırma dişi kedilerde sağlık yönünden daha avantajlıdır. Eğer kişi dişi kedisinin çiftleşmesini istemiyorsa verebileceği en doğru karar kısırlaştırma operasyonu uygulatmaktır. İdeal zaman 5. Aydan sonraki kızgınlık süresinin başlangıcıdır. Dişi kedilerin kısırlaştırılmasında hem rahim hem de yumurtalıklar tamamen alınmalıdır. Erkeğe göre operasyon biraz daha zordur.

Kedilerin Hamilelik Süresi

Dişi kedilerde ergenlik süresi 6-15 ay arasıdır. Genetik faktörlere ve çevresel faktörlere göre bu zaman dilimi değişebilir. En uygun çiftleşme zamanı ise 12-18 ayları arasıdır. Kızgınlık süreleri ortalama 12 gündür ve iki kızgınlık süresi arasında da 3-4 ay zaman vardır. Dolayısıyla bir dişi kedi yılda 3 veya 4 kez kızmaktadır.

Kedilerde çiftleşme 12 günlük kızgınlık süresinin tamamında olabilir. Gebelik süresi 58-62 gün arasında değişir. Tek seferde ortalama 1-5 arasında yavru dünyaya getirilir. Çoğu zaman hamileliğin 40. Gününden sonra anne adayında belirtiler başlar. Karın şişmeye, göğüsler dolmaya başlar. 27 günden itibaren ultrasonla kedilerin hamile olup olmadıkları öğrenilebilir. Hamilelik sürecinde kedilerin vitamin ve mineral bakımından zengin besinlerle beslenmesi gerekir. Sağlıklı beslenme, hamilelik sürecinin ve doğumun kolay geçmesini sağlar. Kediler genellikle kendi başlarına doğum yapabilirler. Fakat sahiplerinin bu esnada yanında olması onları rahatlattığı gibi herhangi bir problemde de müdahale etme imkânı sunar.

Kedi Bakımı ve Hijyeni

Kedilerin en dikkat edilmesi gereken noktalarından birisi bakımları ve hijyenleridir. Bazı kedi türleri kendi kendilerini bir miktar temizleyebilseler de evlerde beslenen kedilerin sahipleri tarafından özenle bakımlarının yapılıp hijyenik şekilde temizlenmesi gerekir. Temizlik ve bakım uygulanan kedilerin kürkü daha bir güzelleşir. Parazitler kontrol altına alındığı için hem kendisi hem de etrafındakiler sağlıklı kalır.

Kedilerin temizlik alışkanlığı erken yaşlarda başlanmalıdır. Eğer yavru bir kediniz varsa erkenden temizlik alışkanlığı oluşturmalısınız. Bu sayede hem aranızdaki dostluk pekişecek hem de doğal davranışlarına teşvik edilecektir. Doğru fırça kullanımı kedilerin daha iyi temizlenmesini ve keyif almasını sağlar. İlk başlangıçta rahatsız olabilir. Fakat zamanla fırçayı bir oyun aleti kabul edecek, keyif almaya başlayacaktır. Bunun için onu nazikçe okşamanız ve özellikle kendisinin ulaşmasının zor olduğu noktalara masaj yaparak bakım uygulamalısınız.

Kedi Bakımı detayları

Kediler fırça kullanmaya alıştırmak için öncelikle el ile bir iki dakika okşanmalıdır. Arkadaşınız yavaş yavaş bundan keyif alacak ve kendisini fırçalamanız için size bırakacaktır. Fırçalama başından kuyruğuna doğru olmalı, özellikle başı nazik fırçalanmalıdır.

Gözler ve kulaklar özel bakım gerektiren alanlardır. Buralar bütün fırçalama işlemi bittikten sonra ıslatılmış bir parça pamukla temizlenmelidir. Gözler ve kulaklar arası geçişte pamuk değiştirilmelidir. Kedilerin diş etleri pembe tonda olur. Bu, sağlıklı bir diş etine sahip olduğunu gösterir. Diş etinin ve dişlerinin sağlıklı kalabilmesi için düzenli olarak dişleri kontrol edilmeli, özellikle yemek artıkları temizlenmelidir. Erken yaşlarda dişlerini sık sık kontrol etmeye alıştırmanız ilaç vermenizi de kolaylaştıracaktır.

Sağlıklı kedilerin sağlıklı pençeleri olur ve bu hayvanlar dolaştıkları yerlere pençe izi bırakmayı sever. Fakat ev ortamında pençeler etrafa zarar verebilir. Her ne kadar tırmalama direkleri bir noktaya kadar doğal pençeleme ihtiyaçlarını karşılasa da kimi kedilerin tırnaklarının kesilmesi gerekebilir. Bunun için veterinerlerinizden tavsiye almalısınız.

Kedilerde en sık rastlanan sağlık problemi kürkünde parazit ve pire oluşumudur. Düzenli olarak doğru şekilde temizlendiği sürece bunlar ortadan kalkacaktır. Sabun ve deterjanlar kedilerin cildini tahriş eder. Bu yüzden en doğru temizleme uygulaması ıslak bez kullanmak ve saf sudan yararlanmaktır.

Kedilerin Genetik Yapısı

Kediler, ortalama 38 kromozoma sahiptir. Vücutlarında yaklaşık 20. Bin gen bulunur. Tıpkı insanlardaki gibi kedilerde de doğuştan gelen 250 genetik bozukluk belirlenmiştir. Memelilerin genel metabolizmasını taşımaları ve insanlarla benzerlik göstermeleri insanlar için geliştirilen birçok genetik testlerin teşhisine imkan doğurmaktadır.

Kedilerin Anatomisi

kedilerin-beslenmesi Kedilerin en önemli detayı ayaklarıdır. Kedilerin ayakları her zaman ileriye gidebilecek niteliktedir. Arka arkaya gidebiliyor olsalar da bunu yaparken son derece zorlanırlar. İskelet sistemleri 230 kemikten oluşur ve iskelet sisteminin yapısı insana nazaran oldukça farklıdır. İskeletler arasındaki oluşumlar kedilerin olağan üstü esneyebilmelerini sağlar.

Yetişkin erkek kedilerin ortalama kilosu 3 ila 7 kg arasındadır. Yetişkin dişi kediler ise 2 ila 5 kg arasındadırlar. Kedilerin enleri ortalama 30 cm, uzunluklarıysa 80 cm kadardır. Kedilerin genel yaşam süreleri 15’dir. Fakat sağlıklı bir beslenmeyle kedilerin 20 yaşından fazla dahi yaşayabilmektedirler.

Kedilerin akciğerleri diyaframın tam üstünde, kedinin her iki yanında bulunur. Akciğerin üzerinde bulunan tüpler oksijenin bütün akciğere yayılmasına yardımcı olur. Diyafram, kedilerin soluk alıp verme hızlarını kontrol ederek soluk borusu bir nevi akciğerlerin havalandırılmasını sağlar. Vücuttan dışarı atılması gereken kirli hava ile alınması gereken temiz hava soluk borusu aracılığıyla diyaframın kontrolünde gerçekleştirilir. Solunum sisteminin parçası olan bu organlar aynı zamanda birçok hastalık riski de taşır.

Genetik Detayları

Kedilerin en işlevsel uzunlarından birisi dişleridir. Yetişkin bir kedide ortalama 30’a yakın diş bulunur. Doğduklarında 26 diş ile diünyaya gelirler. Erişkinlik döneminde bu sayı gene olarak 30’a çıkar. Doğumdan altı ay sonra dişleri yenilenir. Damaklarında 2 diş bulunur. 6 ön diş, 6 da ön azı diş yer alır. 2’de azı dişi bulunur. Çenelerinde ise 2 kedi dişi, 6 ön diş, 4 de ön azı diş yer alır. 2’de azı dişi bulunur. Yani damaklarında 16, çenelerinde 14 dişleri mevcuttur. Çenelerindeki dişler damaklarındakilere göre daha küçüktür. Ön dişler sayesinde yiyecekleri kavrarlar, kedi dişlerini ise bir taraftan yiyecekleri kavramak, bir taraftan da kendilerini savunmak için kullanırlar.

Kedi, diğer memelilerle kıyaslandığında beyni vücuduna göre en büyük olandır. Ortalama 20 ila 30 gram arasında olan beyinleri aynı zamanda zekalarıyla da alakalıdır. Beyinleri büyük olduğu için son derece zeki hayvanlardır. Beynin büyüklüğü ile zekâ arasında her zaman olumlu bir ilişki olmasa da kediler açısından durum tam da budur. Bu bakımdan kedigillerin beyin yapıları birbirlerine son derece benzese de kediler, aslanlara, kaplanlara nazaran çok daha zeki hayvanlardır.

Kedilerin hareketlerinin ve dengelerinin temeli patilerinden kaynaklanır. Kazımak, tırmanmak, kendini savunmak, cinsel sıvı atımı yapmak gibi hemen bütün hareketlerinde patilerine ihtiyaç duyarlar. Patiler, ayaklarının son kemiğine bağlıdır. Olağanüstü esnek olan patiler aynı zamanda dönebilir niteliktedir. Esnek ve dönebilir olmaları özellikle kedilerin tırmanmasını büyük oranda kolaylaştırır. Kaygan alanlara dahi kolaylıkla tırmanabilirler. Pençeleri bir deri kaplıdır ve bu derinin içerisinde keratin ile protein doludur. Ön ayaklarında 5, arka ayaklarında 4 parmak vardır. Tırnaklarını içeri çekebilir ve herhangi bir tehlike anında, kendini savunmaya mecbur hissettikleri anda rahatlıkla dışarı çıkarabilirler.

Kedilerin Fizyolojisi

kedilerin-ozellikleri Kediler, fizyolojik olarak diğer etoburlara benzeseler de bazı temel farklılıkları da vardır. Bu farklılıklar çölde yaşayan ilk türlerinden kendilerine miras kalmış olup devamlılığını sürdürmektedir. Bu hayvanlar, su bulabildikleri taktirde sıcak iklimlerde dahi kolaylıkla yaşayabilir. Önemli olan su ihtiyaçlarını karşılayabilmeleridir. Sıcak ortamda derilerine doğru olan kan akışını azaltabilirler ve vücut sıcaklığını koruyabilirler. Ağızlarındaki buharlaşmayla da ısıyı azaltabilirler. Patilerinde bulunan bezler aracılığıyla az da olsa terleme şansına sahip bulunurlar. Kedilerin vücut sıcaklıkları hem gündüz hem de gece sabit kalabilir. Biyolojik saatleri yoktur. Bu yüzden de günün her saati aktif olabilmektedirler.

Kedilerin dışkıları benzerlerine nazaran daha kurudur ve idrarları daha koyudur. Bu durum onların daha çok su tutabilmek için gösterdikleri bir adaptasyondur. Bu hayvanlar etoburdur. Sindirim sistemleri eti kolaylıkla işleyebilirken bitkisel gıdaların sindiriminde zorluk çakerler. Sindirim yolları benzer hayvanlara göre kısadır. Karbonhidrat sindirimlerini sağlayan enzimlerin sayısı azdır. Bu yüzden de bitki kaynaklı besinleri sindirmeleri, çeşitli yağ asitlerini eritmeleri sınırlı orandadır. Bunun yanında zaman zaman kedilerin çim yedikleri görülür. Dışarıda serbest dolaşan hayvanlarda görülen bu durum, çimin bir folik asit kaynağı olmasından kaynaklanır. Folik asit sindirim sistemindeki tüyleri kolayca atabilmelerini sağlayan lif kaynaklarıdır. Ev ortamlarında bulunan bitkilerin çoğu ise kediler için zehirleyici olmakla birlikte tehlikelidirler.