Grönland Balinası
Grönland balinası Bowhead balinası olarak da bilinmektedir. Grönland balinaları, büyük bir kafatasına ve yay şeklinde çeneye sahiptirler.
Balinalar, en büyük deniz canlılarından birisidir ve adları, Latince cetus kelimesinden gelir. Cetus’un özgün anlamı, büyük deniz hayvanı demektir. Dilimizde kullanıldığı haliyle de asıl kelimenin eş anlamlısı olmasından kaynaklanır. 50 milyon yıldır denizlerde yaşamaya alışmış olan bu hayvanlar, su ile tamamen uyumludur. Onları diğer su hayvanlarından ayıran temel özellikle ise memeli sınıfında olmamalarıdır. Dolayısıyla en büyük memeli hayvan olarak da kaynaklarda yer alırlar.
Suda yaşayan bu hayvanlar, milyonlarca yıllar içinde evrimlerini ortamla uyumlu şekilde sürdürmüşlerdir. Gövdeleri mekik şeklinde, ince uzundur, orta bölümü kalındır. Ön uzuvları zamanla yüzgece dönüşmüş, arka uzuvları ise son derece küçülmüştür. Bu hayvanların kuyrukları yatay, düz şekildedir ve vücutlarında hiç kıl, tüy yoktur. Kalın bir yağ tabakası bütün vücutlarını kaplamış ve bu da onları soğuktan çok iyi derecede korumaktadır. Zekâ düzeyleri oldukça yüksektir. Bu yüzden gerek eğitimlerde gerekse avlanmalarda büyük başarı gösterirler.
Balinalar, memeli hayvanlardır. Memeliler sınıfında en yakın akrabaları su aygırlardır. Memelilere özgü genel özelliklere sahiptirler; sıcakkanlı yapıları vardır, havayı akciğerleri ile solurlar, canlı doğum yaparlar, yavrularını kendi öz sütleriyle beslerler. Onları diğer su canlısı türlerinden ayıran en bariz özelliklerden birisi de kuyruklarıdır. Diğer balıkların kuyrukları diktir ve suda yüzerken kuyrukları sağa sola hareket ederek ilerlerler. Balinaların ise kuyrukları yataydır. Yüzerken de aşağı yukarı hareket eder. Belkemikleri de tıpkı insanların belkemiğinin yüzerken hareket ettiği şekilde hareket eder.
Çok büyük ağızlara sahiptirler. Öyle ki bir sandalı üzerindeki insanlarla birlikte ağzının içine alabilir. Ağızlarında dişler bulunmaz. Diş yerine fanon adı verilen bir takım çubuklar bulunur. Bu çubuklar yukarı aşağı karşılıklı yükselir ve sayıları 400 kadardır. Ağızlarının büyük, fanonlarının çok olmasına rağmen yutacakları son derece dardır. Bu beslenme alışkanlıklarını etkiler.
Balinalar genel olarak serin kıyı sularında yaşarlar. Yaklaşık 50 cm yağ tabakası bulunan derileri onları soğuktan korur ve serin, soğuk coğrafyalarda rahatlıkla yaşayabilmelerini sağlar. Derin sularda bulunurlar ve bu yüzden dünyanın her yerindeki okyanuslarda bulunabilirler. Özellikle Pasifik Okyanusu gibi açık sıcak alanlar onların en doğal yaşam alanlarıdır. Çeşitli sebeplerle göç eden balinalar özellikle çiftleşmek ve doğum yapmak için göç ederler. Bu dönemlerde daha ılık suları ve sahilleri tercih ederler. Sonbahar ortaları ile kış ortalarına kadar onların çiftleşme dönemidir ve gerek bu dönemde gerekse 1 yıl sonra doğum yapma döneminde daha sıcak kıyılara seyahat ederler.
Son yıllarda özellikle yanlış avlanma bu türün varlığını tehdit etmektedir. Zıpkınla avlanma ve vakitsiz avlanma onların sayılarında büyük düşüşler meydana getirdiği gibi yaşam alanlarında da değişiklikler oluşturmakta, doğal yaşam alanlarını zamansız terk etmek zorunda kalmalarına neden olmaktadır.
Balinalar derin sularda yaşayan canlılardır. Özellikle de soğuk sular onların doğal yaşam alanlarıdır. Bu yüzden coğrafi olarak güney ve kuzey kutup denizlerinde yaşamayı tercih ederler. Grönland civarı en yaygın oldukları bölgelerdir. Bunun yanında çeşitli sebeplerle sık sık yer değiştirip göç ederler. Bu yüzden de coğrafi yayılışları bütün okyanus sularını kaplar. Hatta bazen büyük nehirlerde dahi bulunduklarına şahit olunur.
Balinalar solunum yapmak için su yüzüne çıkar. Bu esnada akciğerlerindeki pis havayı başının üst kısmındaki burun deliklerinden dışarı verir. Bu işlem fıskiyeden çıkan suyu andırır şekilde 9 metreye kadar su püskürtme şeklidedir. Nefes alabilmesi için belli aralıklarla su yüzeyine çıkması ve bu işlemi tekrarlaması gerekir. Bu yüzden de buz tabakalarının altında yaşamazlar. Hazar Denizinin de kapalı havza olduğu düşünüldüğünde coğrafi yaşam alanlarının hazar denizi ve yüzeyi buz kaplı alanlar haricinde her yer olduğu söylenebilir.
Balinalar, büyük deniz sularında yaşarlar ve beslenmeleri de yaşam alanlarında olur. Fakat yaşam alanlarında bulunan bütün deniz hayvanlarını yiyemezler. Özellikle cüsselerinin aksine bu hayvanlar büyük deniz hayvanları ile beslenmez. Bunun yerine daha küçük hayvanlar ile beslenirler. Mürekkep balıkları, yengeçler, küçük yumuşakçalar gibi hayvanlar onlar için en cazip yiyeceklerdir. Ağızlarını açarak suyla doldururlar ve bu esnada çeşitli deniz hayvanları da ağzına dolmuş olur. Sonra ağızını kapatarak fanonlarından suyu dışarıya bırakır. Deniz hayvanları da ağzının içinde kalır. Deniz suyu dışarıya çıktıktan sonra fanonlarında kalan canlılara diliyle sert bir müdahalede bulunarak geriye ittirir ve yutar.
Balinalar yaklaşık 10 yaşlarında erişkinliğe ulaşarak üremeye ve çiftleşmeye hazır hale gelir. Cinsel olgunluk yaşı erkeklerde dişilerden daha erkendir. Çiftleşerek ürerler ve çiftleşme dönemleri genellikle sonbahar ortalarıdır. Son bahar ortalarında başlayan süreç, kış ortasına kadar devam eder. Çiftleşme dönemlerinde erkek olanlar daha saldırgan bir yapıdadır. Erkeklerin hırçınlığı ve saldırganlığı dişileri elde etmekten kaynaklanır ve çiftleşme gerçekleştikten sonra erkek dişiden uzaklaşır. Çiftleşme genel olarak ikili olsa da kimi zaman eki erkek bir dişi şeklinde çiftleşme yaşadıkları da görülür. Her şekilde çiftleşme bittiği anda erkekler dişilerden ayrılarak yaşamlarına devam ederler.
Balinalar çiftleşmeden önce yan yana yüzdükleri gözlenir. Aynı hizada yüzerlerken dişiler yuvarlanmaya başlarlar. Bu, onların erkeği baştan çıkarma hareketleridir. Sonrasında birlikte suya dalar ve çiftleşmeyi gerçekleştirirler. Erkeklerin penis boyu cinsel olgunluk seviyelerini belirlediği gibi dişiler tam ağırlıklarına ulaştıklarında cinsel olgunluğa erişmiş sayılırlar.
Balinalar üç yılda bir yavrulama yapar. Sonbahar ortalarında başlayıp kış ortalarına kadar devam eden çiftleşme sürecinden sonra hamilelik süreci başlar. Erkek balinalar çiftleşme tamamlandığı anda dişiden ayrılır ve dişi, hamilelik sürecini tek başına geçirir. Hamilelik süreci ortalama 1 yıl sürer. Bu sürecin sonunda tek yavru dünyaya getirilir. Çok ender olarak da iki yavru doğururlar.
Balinalar, erişkinliğe yaklaşık 10 yaşlarında ulaşırlar. Dişiler erkeklere göre daha geç olgunlaşır ve tam ağırlıklarına ulaşmaları onların erişkin olduklarını gösterir. Bu noktadan sonra hamile kalabilirler. Derin sularda yaşayan bu hayvanlar, çiftleşme ve doğum yapacaklarında göç ederler ve doğumlarını tropik sularda yapmayı tercih ederler. Bunun amacı, bebeklerini soğuk sudan koruma isteğidir. Yavrular doğduğunda genellikle 6 metre kadar olur ve anne karnının iki yanında bulunan cep biçimindeki çukurlardaki memelerinden anneler yavrularını emzirirler. Emzirme diğer memelilerden farklı olur ve son derece ilginç şekilde gerçekleşir. Anne doğumdan hemen sonra yan şekilde durup sütünü bebeğine doğru fışkırtır. Fışkıran bu süt ile de bebekler muntazam biçimde beslenebilir. Bebekler günde ortalama 90 kg alabilirler. Bu kilo alımı belli bir büyüklüğe gelinceye kadar devam eder. Bazılarının 200 tona kadar çıkabildiği bilinmektedir. Bebekler doğumdan hemen sonra yüzmeye, beslenmeye başlar ve hızlı bir büyüme sürecine girerler.
Memeliler arasında en uzun yaşayan hayvanların başında balinalar geliyor. Bazı bölgelerdeki bu türün 200 yıldan fazla yaşadığı tespit edilmiştir. Özellikle Grönland gibi soğuk bölgelerde yaşayanların yaşam süresi oldukça fazladır. Bunun nedeni ise soğuk sularda yaşadıkları için metabolizmalarının yavaş işlemesi, bu nedenle de dokuların daha az hasar almasıdır.